🔍 Bir Boşanma Davasının Anatomisi: Mücadele, Strateji ve Karar Anı
Aile hukukunda sıklıkla karşılaştığımız bir durum da taraflar arasında uzun süredir süregelen anlaşmazlıklara rağmen anlaşmalı boşanmanın mümkün olmamasıdır. Boşanma sürecindeki görüşmeler ve müzakereler çoğunlukla sonuçsuz kalmakta. Anlaşmalı boşanma mümkün olmadığında, taraflar, son çare olarak çekişmeli boşanma davası açmaya gitmekte. Ancak çoğu zaman, son müvekkilimin dosyasında da olduğu gibi, dikkat çekici bir durum meydana gelebilmekte.
Taraflar arasındaki aylar süren gerginlik, kırgınlık ve belirsizlik sebebiyle tarafların artık bir araya bile gelemediği bir halde uzlaşma mümkün değil gibi gözüküyordu. Fakat avukat olarak, müvekkilimi anlaşmalı boşanmanın daha sağlıklı olacağına ikna etmeye çalışıyordum. Zira çekişmeli boşanma davalarında kararın kesinleşme süreci beş ila yedi yıl kadar sürebilmekte. Bu süreç hem eşler hem de çocuklar açısından çok yıpratıcı olabilmekte. Velhasıl, müvekkilim anlaşmalı boşanmayı istese de karşı taraf masaya oturmaya yanaşmıyordu. Tanıdık bir tablo…
Yapacak başka bir şeyimiz kalmadığından mecburen çekişmeli boşanma davasını açıyoruz. Fakat hazırladığımız dilekçe, öylesine hazırlanmış bir dilekçe değil. Her kelimesi özenle seçilmiş, deliller dikkatle sıralanmış, hukuki dayanakları güçlü, stratejisi net bir dilekçe. Dava dilekçesi karşı tarafa ulaşıyor ve bir telefon alıyorum: “Avukat Hanım, acaba anlaşmalı boşanma yoluna mı gitsek?”
En nihayetinde biz, en başında arzu ettiğimiz sonuca, yıpratıcı bir yargılama sürecine girmeden ulaşıyoruz. Anlaşmalı boşanma gerçekleşiyor. Şüphesiz avukatlar için paha biçilemez bir an…