Dolandırıcılık Suçu İstinaf Dilekçesi Örneği 2025
……………………. BÖLGE ADLİYE (İSTİNAF ) CEZA DAİRESİNE
GÖNDERİLMEK ÜZERE
………………………( ). AĞIR CEZAMAHKEMESİNE
DURUŞMA TALEPLİDİR.
DOSYA NO :………………….ESAS
…………………………………….KARAR
İSTİNAF EDEN SANIK:
VEKİLİ: Av. MELEK ACU – Beylikdüzü- İSTANBUL
MÜŞTEKİ:
SANIK
SANIK:
SUÇ: DOLANDIRICILIK
KARAR TARİHİ:
TEBLİĞİ TARİHİ:
İSTİNAF TARİHİ:
KONU: ……………… Ağır CezaMahkemesinin ………….. E. …………… K. sayılı ilamı ile müvekkil ………….. aleyhine verilen cezanınusul ve yasaya aykırı olarak verilmesi nedeniyle; İstinaf başvurumuzun kabulüne karar verilerek; hükmün BOZULMASINA, dosyanın yeniden incelenmek ve hükmolunmak üzere ilk derece mahkemesine gönderilmesine; hükmün bozulması yerine davanın Bölge Adliye Mahkemesi’nde yeniden görülmesine karar verilirse, ilk derece mahkemesinin hükmünün KALDIRILMASINA ve duruşmalı yapılacak istinaf incelemesi neticesinde YENİDEN HÜKÜM KURULARAK müvekkil hakkında BERAAT kararı olmadığı takdirde HAGB kararı da dahil sanık lehine olan hükümlerin uygulanarak kararverilmesi talebidir.
AÇIKLAMALAR :
Müvekkil …….. hakkında ……………… Ağır Ceza Mahkemesinin ……….E. …………. K. sayılı ilamı Nitelikli Hırsızlık suçundansonuç itibariylezincirleme suç hükümleri ile birlikte takdir ve teşdit uygulanarak ……….yıl ……… ay …….. gün hapis cezasına karar verilmiştir. Verilen kararhukuk ve yasaya aykırı olup bozulması gerekmektedir.
Müvekkil sanık hakkında verilen ceza usul ve yasaya aykırı olup ;
– Öncelikle suç işleme kastı veya eyleme iştirakibulunmadığındanberaat kararı verilmesi
olmadığı takdirde,
-eylemin yanlış vasıflandırılması nedeniyledaha fazla ceza verilmesi,
-zincirleme suç hükümleri bulunmadığı halde bunun uygulanarak fazla ceza verilmesi,
– zarar karşılanması nedeniyle etkin pişmanlık hükümleri uygulanması gerekirken uygulanmayarak fazla ceza tayin edilmesi
– Alt sınırdan uzaklaştırmayı gerektirecek bir husus bulunmadığı halde gerekçesiz bir şekilde alt sınırdan uzaklaşılarak fazla ceza verilmesi
nedenleri ile aşağıda açıkladığımız nedenlerle kararın bozulması gerekmektedir.
Davaya konu olayda müvekkil samimi olarak beyanda bulunduğundan olayda sanık değil bizatihi olayın mağdurudur. Zira diğer sanıklar müvekkilin sadece banka hesabını kullanarak müvekkilin iştirak etmediği ve suç ile hiçbir ilgisinin bulunmadığı bu olaya dahil edilerek mağduriyetine sebep olmuşlardır. Asıl failler olan diğer sanıklar beraat ederken hiçbir eylemi veya iştirak iradesi bulunmayan müvekkilin ceza alması yasal ve hukuki olmadığı gibiadalet duygusunurencide etmiş ve vicdani olarak daadil bir karar olmamıştır.
Müvekkil beyanlarında kuzeni olan …………….. vasıtasıyla sanıklardan ………….. olarak bildiği kişiyi tanıdığını ve bu sanığın müvekkilin banka hesabını aldığını ancak herhangi bir suçta kullanılacağını yada dolandırıcılıkta kullanabileceğini bilmediğini aklının ucundan dahi geçirmediğini böyle bir suça iştirak iradesi veya kastının bulunmadığı tamamen hesabına gelen parayı bankadan çekerek sanıklara vermek için yardım etmek amacıylayaptığını beyan ettiğiaşikardır. Bu nedenle Mahkemece müvekkilin verdiği adresten araştırma yapılaraktanık olarak ……….. beyanlarının alınması ve olayın bu şekilde gelişip gelişmediğinin savunma gereği araştırılması gerekirken tanığımızın dinlenmemesi ve beyanın alınmadan karar verilmesi adil yargılanma hakkı ve silahların eşitliği ilkelerini ihlal etmiştir.
Yine mahkemece iddia edilen ve müvekkilin iştirak etmediği eylem, nitelikli hırsızlık olarak yanlış vasıflandırılarakdeğerlendirilmiştir. Zira olayın oluşumu ve telefonla mağduru kimler aramışsa, müştekiyi kandırıp hesabındaki paranın başka hesaba aktarmasını istemişler ve müşteki de bu parayı telefondaki şahısların belirtiğihesaplara kendi rızası ile aktarmıştır. Bu haliyle eylem hırsızlık değil Dolandırıcılık eylemi olarak nitelendirilmesi gerekirkenhırsızlık olarak değerlendirilmesi hukuka aykırıdır. Bu nedenle eylemin veya yapılan işlemin aynı zamanda tanığı olan müştekinin ayrıntılı bir şekilde beyanlarının alınıp olayın ne şekilde geliştiğinin açıklanarakolayın vasıflandırılması,gerekirse sanıkların ses kayıtlarının müştekiye dinletilerek kendisini arayan şahsın şive, aksan veya seslerinden kim olduğunun belirlenmesiilesuç oluşup oluşmadığının ya da hangi suçun oluştuğunun değerlendirilmesinin yapılması gerekirken mahkemece müştekinin beyanının alınması için yeterli araştırma yapılmadandinlenilmesinden vazgeçilmesi hukuka aykırı olupkararın bozulması gerekmektedir.
Dosyanın içerisinde bulunan ve bilirkişi incelemesi sonucu verilen raporda, bankadan alınan kamera kayıtlarından da anlaşılacağı üzere müvekkilin beyanları ile örtüşmektedir. Zira müvekkil beyan ettiği gibi diğer sanık …………… yönlendirmesi sonucu tanımadığı ve kamerada sarı tişörtlü olarak belirtilen şahıs ile bankaya gidip hesabına gelen 9.985 TL lik parayı bankadan çekip daha sonra bu şahsa vermiştir.
Ancak mahkemece müvekkilin yanındaki bu şahıs ile ilgili hiçbir araştırma yapılmamıştır. Şayet müvekkil bu eyleme iştirak ya da gerçekten müştekiyi dolandırma kastı ile hareket etmiş olsa kamera olmaması mümkün olmayan bankaya, bizzat gidip parayı bankadan çekmez en fazla banka kartını verip onların çekmesini ister ve kameralara görüntü vermez. Fakat bu durum dahi göstermektedir ki müvekkilin dolandırma veya bu suça iştirak iradesi veya kastı yoktur. Tamamen kimden ve nereden geldiğini bilmediği bir parayı çekip………….. ‘nın belirttiği ve yanında gelen şahsa vermektir. Bu nedenle müvekkilin suç işleme kastının bulunmaması nedeniyle öncelikle Beraatine karar verilmesi gerekmektedir.
Müvekkil ile ilgili iddia, ………….. Bankasında bulunan hesabının kullanılması ve bankadan gelen kayıtlardan da Müşteki …………….. ,………….. tarihinde 9.985 TL tek seferde havale edilmiş ve aynı gün müvekkil tarafından bu paranın çekildiği hem kayıtlardan hem müvekkilin beyanı ile örtüşür şekilde anlaşılmaktadır. (EK BANKA HAREKETLERİ). Başkaca da bir para müvekkilin hesabına gelmemiştir.
Müvekkilin hesabına gelen 9.985 TL lik para mahkeme dosyasında bulunan ve bizimde sunduğumuz dekonttan da anlaşılacağı üzere müştekiye ödenmiş ve zarar karşılanmıştır. ( EK ÖDEME DEKONTU) Ancak hem Savcılık mütalasında hemde mahkemenin gerekçeli kararın gerekçesinde müvekkil sanık hakkında zarar karşılanması nedeniyle TCK 168/2 maddesinin uygulanması belirtilmiştir. Müvekkil hakkında zarar karşılanması nedeniyleetkin pişmanlık hükümleri uygulanarak TCK 168/2 maddesi uyarınca cezadan indirim yapılması gerekirken mahkemece gerekçeli kararın gerekçesinde bu durumbelirtilmesine rağmen kararda indirim yapılmayarak fazla ceza tayini ileçelişkili karar verilmiştir. Dolaysıyla müvekkil hakkında suç kastı bulunmadığından öncelikle Beraat kararı verilmesi gerekirdi. Suçu kabul anlamına gelmemek koşulu ile şayetceza verilecekse de alt sınırdan ayrıca iddia edilen ve olayın oluşumuna göre suçun niteliği dolandırıcılık suçu olup, suçunmüvekkil açısından da 9.985 TL lik zarar miktarı değerlendirildiğinde alt sınırdanuzaklaştırmayı gerektirmeyecek ve zararın azlığı ile zararın karşılanması nedenleri ilegerekli yasal indirimlerin yapılıp sonuç itibariyle Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı uygulanması gerekirken mahkemece uygulanmamıştır. Kararın bu haliyle de bozulması gerekmektedir.
Yine müvekkilin tek eyleminin banka hesabına kim tarafından gönderildiğini bilmediği ve tanımadığı hiç telefonla ya da başka bir şekilde görüşmediği bir şahıstan gelen parayıbankaya gidip kameralar önünde bankadan çekip diğer sanık……… olarak bildiği kişinin belirttiği ve kameralarda sarı tişörtlüolarakbildirdiği kişiye teslim etmektir. Hesabına gelen parada banka yazısından ve müvekkilin beyanından 9.985 TL lik bir miktardır. Bu miktar paranın satım alma gücü, ekonomik ve sosyal durum dikkate alındığında küçük bir miktar olmasına rağmen mahkemece hiçbir gerekçe gösterilmeden müvekkilin daha önce de hiçbir sabıkasının bulunmaması ve zarar da karşılanmasıdikkate alınarak alt sınırdan ceza tayin edilmesi gerekirken verilen cezada bu hususlar hiç irdelenmemiş gerekçesiz bir şekilde teşdit uygulanarak müvekkile fazla ceza verilmesi hukuka aykırıdır. Diğer sanıklar asıl eylemi yapıp haklarında delil yetersizliğinden beraat kararı verilirken olayda mağdur olarak kandırılan müvekkile üstelik gerekçesiz bir şekilde teşdit uygulanmasıyerinde olmamıştır, kararın bu haliyle de bozulması gerekmektedir.
Yine müvekkilin hesabına tek seferde ve bir kez 9.985 TL lik bir miktar gelmesine rağmen ve müvekkilin müşteki ile hiçbir şekilde irtibatının bulunmamasına rağmen müvekkil hakkında zincirleme suç hükümlerinin nasıl uygulandığı açıklanmamıştır.
Zira TCK m.43/1’de yer alan zincirleme suç hükmüne göre, bir failin aynı suç işleme kararı çerçevesinde aynı mağdura karşı aynı suçu birden fazla kere işlemesi şeklindedir. Fakat müvekkilin tek bir eylemi olan hesabına bir seferde gelen parayı diğer sanıklara teslim etmesidir. Bu tek eylem nedeniyle zincirleme suç hükümleri olayda oluşmamasına rağmen mahkemece zincirleme suç hükümleri uygulanarak fazla ceza verilmesi hukuka aykırı olup kararın bozulması gerekmektedir.
Yargıtay 11. Ceza Dairesi, 04.06.2024 tarihli, 2021/16966 E. ve 2024/7470 K. sayılı kararında, önemli bir içtihat geliştirmiştir. Bu karara göre, hesabını, kartının iptal olduğunu söyleyen diğer sanığa, tanışıklık ve güven ilişkisine dayanarak kullandıran ve hesaba gelen paradan pay aldığı ispatlanamayan sanığın, dolandırıcılık suçundan beraat etmesi gerektiği vurgulanmıştır. Bu kararda da belirtildiği üzere müvekkilin tek eyleminin kuzeni olan ………… yanında getirdiği arkadaşına güvenerek banka hesabını kullandırması ve gelen parayı …………… olarak bildiği şahsın belirtiği kişiyevermesidir. Dolandırıcılıkeylemine iştirak etmemiştir. Hatta asıl failler ……… ve hesabına daha fazlapara gelen diğer sanık beraat ederken müvekkilin eylemlere hiçbir iştiraki olmadan sadece iyi niyetinden dolayı tanımadığı kişiden gelen parayı alıp sanıklara vermesidir. Bu nedenle olay tarihindeki yaşının, tecrübesizliği ve tamamen insani ve yardım amacıyla hareket etmesi nedeniyle müvekkilin suç kastı bulunmadığından yargıtay kararı da dikkate alınarak beraat kararı verilmesi gerekmektedir.
Ayrıca diğer sanıklar ile ilgili uyaptan ya da savcılıktansorgulama yapılsaydı bu sanıklar ile ilgili benzer birçok dolandırıcılık suçu nedeniyle soruşturma ve kovuşturma dosyaları olduğu belirlenecekti. Müvekkilin çevreden ve arkadaşlarından öğrendiği kadarıyla bir kısım arkadaşlarının da bu şekilde bu sanıklar tarafından kandırılarakhesaplarını kullanmışlar ve başka insanları mağdur etmişlerdir. Müvekkilin tespit edebildiği dosyalardan bazıları …………… Ağır Ceza Mahkemesinin ……. Esas sayılı dosyası yine…………..Bölge Adliye CezaDairesinin ………. Esas sayılı dosyalarında Sanıklardan …………….. yine benzer şekilde bazı kişilerin hesaplarının kullandırılarak dolandırıcılık yaptığı ifadelerde isminin geçmesine rağmen yine ya beraat ettiği yada soruşturma açılmadığı belirlenmiştir.
Yine tanık olarak dinlenmesini talep ettiğimiz ve sanık…………. müvekkil ile tanıştıran kuzeni……….. de aynı şekilde hesabını diğer sanıklardan ……………. gelecek havale nedeniyle kullandırması nedeniyle ……….. hakkında……….. Cumhuriyet Başsavcılığının …………. soruşturma ve ……………… Cumhuriyet Başsavcılığının……………. soruşturma sayılı dosyalarında …………………. vermiş olduğu ifadeleri dilekçe ekinde ibraz ediyoruz. (EK Soruşturmalara İlişkin ………… Beyanları) Belirtiğimiz bu dosyaların ve ayrıca uyap ve savcılıktan araştırma yapılarakbaşka dosyalar ile ilgili diğer sanıkların araştırılmasını ve maddi gerçeğin ortaya çıkartılmasını asıl faillerin bu şekildeberaat ederken müvekkilin cezalandırılması açıkça hukuka aykırı olup kararın bozulması gerekmektedir.
Tüm bu nedenler ve dairenizce dikkate alınacak nedenlerle;müvekkil hakkında verilen karar usul ve yasaya aykırı olması nedeniyle kararın bozulması ve müvekkil hakkında beraat kararı verilmesi olmadığı takdirde lehine olan tüm yasal hükümlerin uygulanmasını talep ederiz.
SONUÇ :Yukarıda açıklanan ve mahkemenizceresen değerlendirilecek nedenlerle:
1-……………… Ağır CezaMahkemesinin………….. E. …………. K. sayılı ilamı ile müvekkil …………………..aleyhine verilen cezanınusul ve yasaya aykırı olarak verilmesi nedeniyle;
İstinaf başvurumuzun kabulüne karar verilerek; hükmün BOZULMASINA,
2- Dosyanın yeniden incelenmek ve hükmolunmak üzere ilk derece mahkemesine gönderilmesine;
3- Hükmün bozulması yerine davanın Bölge Adliye Mahkemesi’nde yeniden görülmesine karar verilirse, ilk derece mahkemesinin hükmünün KALDIRILMASINA ve duruşmalı yapılacak istinaf incelemesi neticesinde YENİDEN HÜKÜM KURULARAK müvekkil hakkında BERAAT kararı olmadığı takdirde HAGB kararı da dahil olmak üzere sanık lehine olan hükümlerin uygulanarak kararverilmesine yargılama gideri ve avukatlık ücretinin kamu üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ederiz.
Sanık vekili
Av. Melek ACU
EKLER :
1- MÜVEKKİLİN BANKA HAREKETLERİ
2- MAĞDURUN ZARARININ KARŞILANDIĞINA İLİŞKİN ÖDEME DEKONTU
3- …………… Cumhuriyet Başsavcılığının ………..soruşturma
4- …………….Cumhuriyet Başsavcılığının …………soruşturmadakiifadeleri