Hayvan Hakları Hukuku Bakımından Başka Bir Dünya Mümkün Mü?
Özet:
Bu makale, hayvan hakları hukukunun günümüzdeki durumunu ve daha adil bir dünyanın mümkün olup olmadığını tartışmaktadır. İlk olarak, hayvanların hukuki statüsüne değinilmiş; birçok ülkede halen “mal” statüsünde değerlendirilen hayvanların, Avrupa Birliği örneğinde olduğu gibi “duygulu varlık” olarak tanınmaya başlandığı vurgulanmıştır. Türkiye’de de 2021 yılında yapılan yasal düzenlemeyle hayvanlar artık “canlı” olarak kabul edilmiştir. Ancak 2024 yılında yürürlüğe giren yeni düzenlemeler, özellikle sahipsiz köpeklerin barınaklarda uyutulmasını mümkün kılan hükümleriyle tepki çekmiştir.
Makale, çeşitli ülkelerin hayvan koruma yasalarına örnekler sunarken, hayvan deneylerinin küresel ölçekteki durumunu da irdelemektedir. Avrupa Birliği’nin kozmetik ürünlerde hayvan deneylerini yasaklamasına rağmen birçok ülkenin hâlâ bu uygulamaları sürdürdüğü, bazı markaların ise hayvan deneyi yapılmayan ürün etiketi kullanmasına rağmen dolaylı yollarla bu uygulamaları desteklediği eleştirilmiştir.
Ceza ve yaptırımlar bakımından ülkeler arasında önemli farklar olduğu belirtilmiş; Türkiye’deki uygulamaların yasalara rağmen yetersiz kaldığı, Almanya, ABD ve Avustralya gibi ülkelerde ise daha caydırıcı cezaların uygulandığı ifade edilmiştir.
Son olarak, Evrensel Hayvan Hakları Bildirgesi’nin bağlayıcılığının bulunmaması, hayvanların korunmasında küresel bir eksiklik olarak değerlendirilmiştir. Makale, hayvanların haklarını koruyan daha güçlü ve evrensel nitelikli yasal düzenlemelerin gerekliliğini savunarak, adil bir dünyanın ancak bu şekilde mümkün olabileceğini ileri sürmektedir.
Summary:
The article discusses the current state of animal rights law and explores whether a more just world is possible. It first addresses the legal status of animals, noting that in many countries animals are still regarded as “property,” while in others—such as within the European Union—they are increasingly recognized as “sentient beings.” In Turkey, a legal reform in 2021 reclassified animals as “living beings.” However, new regulations enacted in 2024 sparked controversy, particularly for allowing the euthanasia of stray dogs kept in shelters.
The article presents examples of animal protection laws from various countries and also examines the global state of animal testing. Despite the European Union’s ban on animal testing in cosmetics, many countries continue the practice. Furthermore, some brands claim to be cruelty-free while indirectly supporting animal testing in order to enter larger markets, revealing a form of hypocrisy.
Regarding criminal penalties and enforcement, the article highlights significant disparities between countries. While legal protections in Turkey are often inadequately enforced, nations like Germany, the United States, and Australia impose more stringent penalties for animal cruelty.
Lastly, the article critiques the lack of binding authority in the Universal Declaration of Animal Rights, viewing this as a global shortcoming in animal protection. It advocates for stronger, universally applicable legal frameworks to safeguard animal rights and argues that a more just world is only achievable through such reforms.
Giriş:
Dünyada birçok ülke, hayvanları koruma amacıyla yasalar çıkarmış ve onları insanların kötü muamelesine karşı güvence altına almaya çalışmıştır. Bu koruma seviyeleri ülkeden ülkeye farklılık göstermektedir. Genel olarak hayvan haklarının hukuki durumunu birkaç başlık altında incelemek mümkündür.
1. Hukuki Statü:
Hayvanların hukuki statüsü birçok ülkede hala “mal” olarak kabul edilmektedir. Ancak, gelişmiş ülkelerde hayvanların “duygulu varlık” olarak kabul edilmesi yönünde önemli adımlar atılmaktadır. Örneğin, Avrupa Birliği’nde 2009 yılında yürürlüğe giren Lizbon Antlaşması ile hayvanlar “duygulu varlıklar“ olarak tanımlanmış ve üye devletlerin hayvan refahına ilişkin yasal düzenlemeler yapması zorunlu kılınmıştır. Türk eşya hukukunda ise hayvanlara özel bir kişilik tanınmış olunmamakla birlikte hayvanların eşya statüsünde olmadığına ilişkin bir düzenleme de yapılmamıştır.
2. Dünya’daki Hayvanları Koruma Yasası Örnekleri:
2002 yılında Almanya, anayasasında hayvanları korumaya yönelik bir hüküm ekleyerek hayvan refahını anayasal güvence altına alan ilk ülkelerden biri olmuştur. Amerika Birleşik Devletleri’nde hayvanların korunmasıyla ilgili en temel yasa 1966 tarihli Hayvan Refahı Yasası’dır. Bu yasa, hayvanların laboratuvarlarda kullanılmasını, hayvanat bahçelerinde sergilenmesini ve ticari amaçlı satışını düzenlemektedir Türkiye’de2004 yılında yürürlüğe giren Hayvanları Koruma Kanunu, Türkiye’de hayvan haklarını düzenleyen temel yasadır. Hayvan hakları alanında en önemli adımlardan biri 2021 yılında atılmıştır. Bu kapsamda, Hayvanları Koruma Kanunu ve Türk Ceza Kanunu’nda değişiklikler yapılarak hayvanlar “mal” statüsünden çıkarılarak “canlı” olarak kabul edilmiştir. Yapılan bu değişiklik canlıya saygı duyan her insanı sevindirmiştir. 30 Temmuz 2024 tarihinde Resmî Gazetede yayımlanan Hayvanları Koruma Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ise canlıya saygı duyan her insanı sarsmıştır. Bu kanunun tepki çekmesinin sebepleri:
- Madde 5 uyarınca: Bakımevine alınan köpeklerden; insan ve hayvanların hayatı ve sağlığı için tehlike teşkil eden ve olumsuz davranışları kontrol edilemeyen, bulaşıcı veya tedavi edilemeyen hastalığı bulunan ya da sahiplenilmesi yasak olanlara 11/6/2010 tarihli ve 5996 sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanununun 9 uncu maddesinin üçüncü fıkrasında belirtilen tedbir uygulanır. Yerel yönetimler sahipsiz köpeklere ilişkin yürüttüğü iş ve işlemlerde Bakanlar Kurulunun 28/8/2003 tarihli ve 2003/6168 sayılı Kararı ile onaylanan Ev Hayvanlarının Korunmasına Dair Avrupa Sözleşmesi kapsamında gerekli idari tedbirleri almaya yetkilidir. Bu madde, “Öldürme ve Ötanazi İşlemine İlişkin Esas ve Usuller” başlığı altında düzenlenmiştir. Madde 5, barınaklarda kalan ve belirli bir sürede (!) sahiplendirilemeyen köpeklerin uyutulmasını mümkün kılmaktadır.
- Ötenazi: “Ölümün kaçınılmaz olduğu ve tıp biliminin verilerine göre iyileştirilmesi olanağı olmayan veya dayanılmaz acılar içinde olan kişinin tıbbi yollarla öldürülmesi veya tıbbi yardımın kesilerek ölüme terk edilmesi.” Olarak tanımlanmaktadır. Bu tanım, konuşarak kendini ifade etmekten yoksun olup hiçbir sağlık sorunu olmayan hayvanları kapsamamaktadır ve kapsamamalıdır. Mevcut düzenleme, hukuka ve ahlaka uygun olmayan bir niteliktedir.
- 30 Temmuz 2024 tarihinde yürürlüğe konan kanun ile hiç de azımsanamayacak sayıdaki belediye, sokaklardaki köpekleri toplayarak barınaklarda aç ve susuz bırakarak ölüme terk etmiş, hayvanları zehirlemiş ya da toplu katliamlarda bulunmuştur. Bu kanun yürürlükte olduğu sürece benzer olaylar yaşanmaya devam edecektir. Sokak köpeği nüfusunun hayvanları öldürmeden nasıl kontrol altına alınabileceğine dair Romanya ve Hollanda’daki uygulama örneklerinin karşılaştırılması üzerinden konuyu daha iyi anlayabilmek adına ilgililere Doç. Dr. Serkan Köybaşı’nın yazısı tavsiye edilebilinir: https://aposto.com/s/hollanda-aldigi-yere-birakti-romanya-oldurdu-ama-onunu-alamadi
3. Hayvan Deneyleri ve Araştırmalar:
Hayvanlar, bilimsel araştırmalar ve kozmetik ürünlerin testlerinde sıkça kullanılmaktadır. Avrupa Birliği, kozmetik ürünlerinde hayvan testi yapılmasını yasaklamıştır ve 2013’ten itibaren bu ürünlerin satışına da tamamen yasak getirmiştir. Ancak, birçok ülkede hayvan deneyleri halen yasal olarak uygulanmaktadır. Hindistan, İsrail, Norveç, Yeni Zelanda ve Türkiye hayvan deneylerinin yasak olduğu ülkeler arasında yer almaktadır. Bunun yanı sıra, Brezilya gibi bazı ülkeler de eyalet bazında kısıtlamalar uygulamaktadır. Yasaklar genellikle kozmetik ürünlerle sınırlı olsa da daha geniş kapsamlı deney yasakları getiren ülkeler de artış göstermektedir. Öte yandan kimi kozmetik markaları, markalarının hayvan deneyleri yapmadığını öne sürse de yasal düzenlemeleri gereği hayvanlar üzerinde deney yapılmadan kullanıcılara ürün sunmayan pazarlara ürün sağlamaktadır. Bu da her ne kadar markaların hayvanlar üzerinde deney yapmadıklarını iddia etseler de ikinci ya da üçüncü kişiler aracılığıyla daha büyük pazarlara açılabilmek adına hayvan deneylerine müsaade ettiklerini göstermekte ve ikiyüzlü bir politika meydana getirmektedir.
4. Ceza ve Yaptırımlar:
- Türkiye’de hayvanlara işkence eden veya cinsel saldırıda bulunan kişilerin 6 aydan 4,5 yıla kadar hapis cezası alabileceği düzenlenmiştir. Hayvan öldüren kişilere ise 6 aydan 3 yıla kadar hapis cezası uygulanacağı kanunda belirtilmiştir. Yasal düzenlemenin aksine, uygulamada hayvanlara eziyet eden kimselerin bu cezaları dahi almadıkları görülmektedir.
- Almanya’da hayvanlara kötü muamele eden kişilere üç yıla kadar hapis veya 25.000 Euro’ya kadar para cezası verilmektedir.
- Amerika’da Pact Act (Preventing Animal Cruelty and Torture Act) 2019 yılında kabul edilmiştir ve bu sözleşme, hayvanlara yönelik işkence suçlarına 7 yıla kadar hapis cezası getirmektedir. New York ve California gibi bazı eyaletlerde, hayvanlara kötü muamele eden kişilere 5 yıla kadar hapis ve 5.000 dolara kadar para cezası da verilebilmektedir.
- Avustralya’da hayvanlara kötü muamele edenler için eyalet bazında değişiklik göstermekle birlikte 5 yıla kadar hapis cezası ve 200.000 Avustralya dolarına kadar para cezası uygulanabilmektedir.
5. Uluslararası Sözleşmeler ve Normlar:
Evrensel Hayvan Hakları Bildirgesi, 1978’de Paris’te kabul edilmiş ve hayvanların yaşama, kötü muameleden korunma ve doğal ortamlarında yaşama haklarına vurgu yapmıştır. Ancak bu bildirge, bağlayıcı bir uluslararası sözleşme değildir. Sözleşmenin bağlayıcı olmayışı, bildirgenin her ne kadar evrensel olma amacı taşısa da bu evrenselliğin yalnızca sözde kaldığının bir göstergesi olmakla birlikte hayvanları içinde yaşadıkları ya da yasa dışı yollarla nakledildikleri ülkelerin insafına bırakmıştır. Bunun önüne geçebilmek adına dünya üzerindeki her ülkenin mevcut hukuki düzenlemelere uyması gerekmekte olup ülkeler birbirlerinin düzenlemelerinden hukuki olarak yararlanmalıdır. Hangi hukuki düzenleme ile daha adil bir dünya mümkün olacak ise o düzenleme tercih edilmelidir. Zira başka bir dünyamız yok. Nasıl ki iklim krizi kapıdaysa hayvanlara ettiğimiz zulmün sonuçları da bizleri vicdani olarak etkilediği kadar doğal döngüyü bozmamız sebebiyle fiziki olarak de etkileyecektir.
Daha adil bir dünyada yaşamak dileğiyle…
Kaynakça:
https://aposto.com/s/hayvan-haklarinda-batinin-ilerisinden-turkiyenin-gerisine
https://aposto.com/s/belediyeler-hayvan-haklarindan-sinifta-kaldi-hayvan
https://aposto.com/i/angst-06-hayvan-haklari-yasasi-neler-soyluyor
https://www.haytap.org/images/files/hhtkronoloji.pdf
https://eurasianjvetsci.org/pdf/pdf_EJVS_153.pdf
https://www.ozgunlaw.com/makaleler/turk-hukukunda-hayvan-haklari-650
Ceren Düven