Hareket Halindeki Hukuk: Lojistik Hukuku

Giriş

Lojistik hukuku, taşımacılık faaliyetlerinin güvenli ve düzenli bir biçimde yürütülmesini sağlayarak ticari hayatın vazgeçilmez unsurlarından birini oluşturmaktadır. Lojistik; ürün, hizmet veya insan gibi kaynakların, ihtiyaç duyulan zamanda ve yerde hazır olmasını sağlamak amacıyla yapılan planlama, taşıma ve koordinasyon faaliyetlerinin tümüdür. Lojistik hukuku ise taşımacılık ve lojistik sektörlerinde faaliyet gösteren işletmelerin karşılaştığı hukuki konuları düzenleyen geniş kapsamlı bir hukuk dalıdır. Bu alan, taşıma sözleşmeleri, depolama anlaşmaları, kargo zararları, gümrük işlemleri ve taşıma araçlarının düzenlemeleri gibi çeşitli konuları kapsamaktadır. Yazıda lojistik hukukuna dair önemli kavramlar açıklanmış olmakla birlikte lojistik hukukunun genel hatları ve bu alanda karşılaşılan sorunlar açıklanmaya çalışılmıştır.

Anahtar Kelimeler

Taşıyan: Belli bir ücret alma karşılığında denizde eşya taşımayı üstlenen kimsedir.

Taşıtan: Belli bir ücret verme karşılığında denizde eşyasının taşınmasını isteyen kimsedir.

Navlun: Deniz yoluyla yapılan taşımacılıkta ödenen ücrettir.

Konişmento: Gemiye yüklenen malın teslim alındığını gösteren ve göndericiyle alıcının bilgilerini içeren kıymetli bir belgedir. Üzerinde yükleyici, alıcı ve diğer ilgili taraflara dair bilgiler bulunur.

CIF: Uluslararası ticarette, satıcının malın bedelini, sigortasını ve taşıma giderlerini karşıladığı bir teslim şeklidir. Mal, varış limanına ulaşana kadar olan tüm masraflar satıcıya aittir.

FOB: Alıcı veya satıcının taşınan mallardan sorumlu olmaya başladığı noktayı belirten bir sevkiyat terimidir.

Tedavül: Kıymetli evrağın el değiştirmesidir.

Riziko: Tazmin borcu yaratabilecek bir durumun ortaya çıkmasıdır.

Türkiye’de Lojistik Hukukunun Yasal Çerçevesi

Türkiye’de lojistik ve taşımacılık faaliyetleri, başta Türk Ticaret Kanunu (TTK) olmak üzere çeşitli yasal düzenlemelerle yönetilmektedir. TTK’nın Dördüncü Kitabı, kara yolu taşımacılığına ilişkin genel hükümleri içermektedir. Ayrıca, Karayolu Taşıma Kanunu ve ilgili yönetmelikler de kara yolu taşımacılığına dair detaylı düzenlemeler sunmaktadır.[1]

Eşya Taşıma Sözleşmeleri

TTK uyarınca eşya taşıma sözleşmesi, taşıyıcının eşyayı varma yerine götürmeyi ve orada gönderilene teslim etmeyi üstlendiği sözleşmedir. Yani eşyanın eşya taşıma sözleşmesi kapsamında yer değiştirmesi, muhakkak öncesinde yapılmış bir satış sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Satıcı, taşıyan ile bir eşya taşıma sözleşmesi imzalamaktadır. Eşya taşıma sözleşmesi sadece taşımayı değil, taşıma sonundaki teslimi de kapsamaktadır. Borcun yerine getirilmiş olabilmesi için eşyanın sözleşme kapsamında muhakkak teslim edilmiş olması gerekmektedir. Sözleşme uyarınca taşıyan, eşyayı teslim almak, taşımak ve teslim etmek borcunu üstlenmektedir. Bunun karşılığında taşıtan, navlunu ödemekle yükümlü hale gelmektedir.

Eşya Taşıma Sözleşmesi Kapsamında Taşıyanın Yükümlülüğü

Taşıyan, eşyayı sözleşme uyarınca eşyayı kararlaştırılan limandan alıp yine sözleşme uyarınca kararlaştırılan yere taşımakla ve orada eşyayı alıcıya teslim etmekle yükümlüdür.

CIF

CIF; satış bedeli, sigorta ve navlun edimlerinin bir araya gelmesiyle oluşmaktadır. Daha açık bir ifadeye; eşya üzerindeki mülkiyet, taşıma rizikolarına karşı sigorta primi ve taşıma navlununu ifade etmektedir. CIF, deniz yoluyla eşya taşımanın kaydı anlamına gelmektedir. CIF kaydı, tarafların gönderilecek bir borç şeklinde hazırladıklarını ifade etmektedir.

Navlun Sözleşmesi

Satıcı, navlun sözleşmesini yaparak eşyanın gemiyle bir yerden bir yere taşınması konusundaki iradesini açıklamaktadır. Navlun sözleşmesi, eşya taşıma sözleşmesinin deniz yolundaki halidir.

Deniz Yolu İle Taşıma

Deniz hukukunda deniz yolu ile taşımada temel borçlu taşıyandır. Eşyanın taşınmasını isteyen ve bunun karşılığında bedel ödeyen kişi taşıtan sıfatını almaktadır. Satıcı, eşya taşıma sözleşmesini akdederek taşıtan sıfatını kazanmaktadır. Gemiye yükü yükleten kişi yükleten sıfatını kazanmaktadır. Taşıtan ve yükleten sıfatları her olayda birleşmemektedir. Bu durum olaydan olaya değişim göstermektedir. Taşıtan ve yükleten sıfatının birleştiği haller C tipi satışlardır. Satış sözleşmesi bakımından alıcı sıfatını alan kişi, deniz yoluyla taşıma bakımından gönderilen sıfatını kazanmaktadır. Dolayısıyla Türkiye’den hareket edip Almanya’ya giden bir yük taşıma gemisinin içindeki yüke sahip olan ve gemi Almanya’ya ulaştığında gemideki yükünü talep edecek ve eşyayı teslim alacak olan kişi gönderilen olmaktadır. 

Eşya Üzerindeki Zilyetliğin Para ile Eş Zamanlı Olarak Nasıl Değiş Tokuş Edileceği Sorunu

Gemi limana gelip yük ile yüklendiğinde yükleten ile taşıyan arasında bağımsız bir hukuki ilişki kurulmaktadır. Bu ilişki kapsamında yükleten, taşıyana yükün zilyetliğini ona devrettiğini ve bunun karşılığında kendisinden bir belge almak istediğini söyleyebilmektedir. İşte bu belge, konişmento niteliğindedir.

Konişmento

Konişmento, satıcı ile alıcı arasındaki mekanizmayı çalıştıran ve bu mekanizmanın işlemesini sağlayan bir temel belge niteliğindedir. Konişmento, eşya üzerindeki mülkiyeti temsil etmekte olup dünya eşya ticaretinin temel belgesi niteliğindedir. Ticari hayatta B/L kısaltması ile ifade edilmektedir. Konişmentonun üç temel niteliği bulunmaktadır:

  1. Makbuz niteliğindedir.
  2. Bir borç taahhüdü içermektedir.
  3. Gemiye yüklenmiş eşyanın yerine geçen eşyayı temsil eden senet niteliğindedir.

Taşıyan, konşimentoyu düzenleyip yükletene vermekte ve yükleten elindeki bu kağıt sayesinde adeta yükü elindeymiş gibi hukuksal işlemlere başlayabilmektedir. Yükleten, konişmento sayesinde yük üzerindeki mülkiyeti aktarabilmekte, rehin kurabilmekte ve zilyetliği nakledebilmektedir. Bu sebeple konişmento, eşyanın gemide faydasız şekilde kalmasını önlemektedir. Konişmento belgesinin elden ele geçmesi yoluyla sözleşmeye konu mal üzerindeki tedavül devam edebilmekte ve malın başkasına aktarımı söz konusu olabilmektedir. Satıcı, yükleten sıfatıyla konişmento belgesini almaktadır ve bu şekilde satıcının elinde yükü temsil eden bir evrak bulunmaktadır.

Akreditif İşlemi

Alıcı, kendi bankasına gidecek ve bir akreditif işlemi açacaktır. Bu işlem, çift taraflı bir havale işlemidir. İşlem uyarınca alıcı, bankaya semeni depo edecek ve satıcı yükletenin bankaya konişmentoyu ve diğer bazı belgeleri ibraz ettiğinde o belgeleri denetlemesini ve şayet belgeler usulüne uygun olarak hazırlandıysa parayı serbest bırakmalarını isteyecektir. Amir bank, işlemi kendisi yapmak istemeyecek ve bir muhabir banka tayin edilmesini isteyecektir. Bu durumda yükleten satıcı, elindeki konişmento, sigorta poliçesi ve akreditifin öngördüğü diğer belgelerle birlikte kendi bankasına başvuracaktır. Bankasına ilgili belgeleri ibraz edecektir. Muhabir banka ise ilgili belgeleri denetleyecek ve kararlaştırılmış şartlara uygunluk tespit edilirse amir bankaya işlemin usulüne uygun olduğuna ve paranın serbest bırakılmasına dair dönütte bulunacaktır. Bu işlemler yapıldığında para satıcı lehine serbest bırakılacaktır.

Sigorta Sözleşmesi

Satıcı yani sigorta ettiren, bir sigorta şirketine başvuracak ve eşyanın taşınmasıyla ilgili doğacak rizikolara karşı sigorta sözleşmesi yapmak durumundadır. Bu bir mal sigortası sözleşmesi olup Türk Ticaret Kanunun mal sigortasına ilişkin düzenlediği hükümler burada uygulama alanı bulacaktır. Sözleşme uyarınca satıcı primi ödemeyi üstlenecek ve karşılığında taşınacak olan yük için sigorta güvencesi elde edecektir. Bu sigorta güvencesinden sigortalı yararlanacaktır. Sigorta hukuku bakımından zarar kimin malvarlığında doğmuşsa kural olarak sigorta sözleşmesinden bu kişinin yararlanması gerekmektedir ve bu kişi sigortalı sıfatını kazanmaktadır.

FOB

FOB, ithalat işlemlerinde kullanılan sözleşme türüdür. Bu sözleşmelerde bir gemi ile eşya taşıma borcu alıcıya aittir. Dolayısıyla taşıyan ile eşya taşıma sözleşmesini alıcı kurmaktadır. Bu sebeple de alıcı, taşıtan sıfatını kazanmaktadır. Taşıyan, kendisine bildirilen limandan eşyayı gemiye yüklemek ve getirip boşaltma limanında teslim etmekle yükümlüdür. Gemi, yükleme limanına gidip yükü oradan teslim aldığı zaman satıcı yükleten sıfatını kazanacaktır. Taşıyan ile navlun sözleşmesini kim kurduysa taşıtan sıfatı ona aittir. Yükleten sıfatı ise daima gemiye eşyayı teslim eden kişiye aittir. Yükleten sıfatını kazandığı için de konişmentoyu isteme hakkını elde etmektedir.

FOB’daki akreditif mekanizması CIF’te olduğu gibi, bu konuda bir değişiklik bulunmamaktadır. Sigorta ilişkisi bakımından CIF’ten farklılık bulunmaktadır. FOB’da satıcının değil alıcının sigorta sözleşmesini yapma yükümlülüğü bulunmaktadır. Bu sözleşme kapsamında sigortalı sıfatı alıcıya ait olacaktır çünkü rizikoyu alıcı taşımaktadır. Alıcı, aynı zamanda gönderilen sıfatına sahiptir. Dolayısıyla alıcı, akreditif üzerinden dolaşarak gelen konişmentonun son hamilidir. Yükü teslim etme konusunda kağıdı ibraz edecek ve yükü teslim alacaktır. Taşıtan sıfatı ise, navlun sözleşmesini kurup navlunu ödemeyi yüklenmiş kişiye ait olmaktadır. Yüklemenin tamamlanması anına kadar hasarı satıcı taşımaktadır. Yüklemenin tamamlandığı andan başlayarak hasar alıcıya geçmektedir. Bu sebeple sigorta sözleşmesinin alıcı lehine yapılması gerekmektedir.

Deniz Hukuku ve Kara Taşımasındaki Sıfat Farklılıkları

Deniz hukukunda taşıyan olarak adlandırılan borçlu, kara taşımasında taşıyıcı olmaktadır. Bu iki sıfat, üstlenilen borç bakımından özdeştir fakat taşıyıcı bu işlemi karada, taşıyan deniz üzerinde yapmaktadır. İdare hukukunda taşıyıcı ve taşıyanı kapsayacak şekilde taşımacı terimi kullanılmaktadır. Nakliyeci terimi de halen kullanılmaktadır. Ticaret Kanunu müzakere edilirken karışıklığı önlemek adına tek bir sıfat, tek bir terim kullanılması gündeme gelmiştir. Fakat komisyon çoğunluğuyla bu öneri reddedilmiştir.

Taşıma İşleri Komisyoncusu

Yalnızca somut bir taşıma edimini değil o taşıma ediminin öncesinde ve sonrasında karşımıza çıkan bütün tamamlayıcı edimleri de üstlenen kişidir. TTK’nin 921 ve 926. Maddeleri uyarınca taşıma işleri komisyoncuları işi baştan sona üstlenen borçlu sıfatlarıyla karşımıza çıkmaktalardır.

Lojistik Hukukundaki Güncel Sorunlar

Lojistik hukukundaki dijitalleşme süreciyle birlikte elektronik taşıma belgeleri (e-CMR) gibi uygulamalarda altyapı ve mevzuat eksiklikleri ciddi sorunlara yol açmaktadır. Taşıyıcının sorumluluğu, zararın hesaplanması ve ispatı gibi konularda Türk hukukunda belirsizlikler sürerken, çok modlu taşıma rejimi için özel düzenlemelerin bulunmaması hukuki boşluk yaratmaktadır. Gümrük işlemlerindeki mevzuat karmaşası ve taşıyıcının yükümlülüklerinin net olmaması da uygulamada sorunlara neden olurken, taşıma sırasında oluşan zararların sigorta kapsamındaki tazmini konusunda ciddi sorunlar yaşanmaktadır. Sözleşme serbestisi ilkesine dayanarak taşıyıcı lehine konulan haksız şartlar da taşıtan tarafı dezavantajlı duruma sokmaktadır. İlaveten, çevresel etkilerin artmasıyla birlikte sürdürülebilir taşımacılığa ilişkin özel düzenlemelerin eksikliği, yeşil lojistik uygulamalarının gelişimini engellemektedir. Türk hukuku bu alanlarda uluslararası örneklerle uyumlu, uygulamaya dönük ve net düzenlemelere ihtiyaç duymaktadır.

Sonuç

Lojistik ve taşıma hukuku, günümüzde dijitalleşme ve uluslararası ticaretin gelişmesiyle birlikte olduğundan daha karmaşık bir hâle gelmiştir. Türkiye’de bu alanda mevcut yasal düzenlemeler temel ihtiyaçları karşılamakla birlikte uygulamada birçok sorunla karşılaşılmaktadır. Özellikle elektronik taşıma belgeleri, çok modlu taşıma rejimi, taşıyıcının sorumluluğu, sigorta ilişkileri ve sözleşmelerdeki haksız şartlar gibi konular hukuki belirsizliklere neden olmaktadır. İlaveten, çevreye duyarlı taşımacılık olan yeşil lojistikle ilgili özel düzenlemelerin eksikliği de hukuk alanındaki önemli boşluklardandır. Bu nedenle, Türk lojistik hukukunun daha açık, güncel ve uluslararası standartlarla uyumlu hâle getirilmesi gerekmektedir. Böylece hem sektörün güvenliği hem de uluslararası alandaki rekabet gücü artacaktır.

Kaynakça

İstanbul Barosu, Lojistik ve Taşıma Hukuku Eğitim Programları:

https://youtu.be/vJFJrGeSDF8?si=3E7UJKGQy5UvrtUJ

https://youtu.be/eZx1_a6REGA?si=gmhAX9q1poE7F2RU

https://youtu.be/sYwyS0kbb3U?si=aowDItqLNA-vgkSi


[1] Güzel, Caner, Taşıma Hukuku, Atatürk Üniversitesi Açık Öğretim Fakültesi:

https://m.ataaof.edu.tr/pdf.aspx?du=NNvvMJdywrL/4nS5VUno4g==

Ceren Düven

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir