Yeşil Lojistik: Geleceğe Sürdürülebilir Bir Mirasın Bırakılması
Giriş
Lojistik hukukuna ilişkin hazırladığımız ilk yazı dizisinde lojistik hukukunun ne olduğunu ve lojistik hukukunun temel kavramlarını açıklamıştık. Yazı dizimizin bu ikinci yazısında yeşil lojistiğe, yeşil lojistiğin Türkiye ve Dünya’daki uygulamalarına değineceğiz.
Birinci Bölüm
Yeşil Lojistik
Yeşil lojistik 1980’li yılların ortasında oluşturulmuş bir tanımdır. Rodrigue, Slack ve Comtois yeşil lojistiğin tanımını, kavramı sözcüklere ayırarak tek tek açıklama yoluna gitmişlerdir: “Lojistik modern taşımacılık sistemlerinin kalbinde yer almaktadır, söz konusu kavram yalnızca modern teknolojinin oluşturabileceği taşımacılık hareketlerinin organizasyonunu ve kontrolünü belirtmektedir. Bu da taşımacılığın endüstrisinin en büyük gelişimi olmuştur. Yeşil kavramı ise çevreyi ilgilendiren meselelerin tasvir edildiği, genellikle pozitif düşünülen bir kavram olmaktadır. Çevre ile uyuma teşvik edici özelliğinden dolayı tıpkı lojistik süreci gibi yararlı bir olgudur. Bu sözcükler bir araya geldiğinde ise çevre dostu ve verimli taşımacılık ve tedarik sistemlerini tasvir etmektedir.”[1] Özetle, lojistik faaliyetlerin çevreye olan olumsuz etkilerini en aza indirmeyi hedefleyen; taşıma, depolama, paketleme ve dağıtım gibi süreçlerde çevresel etkilerin azaltılması, enerji verimliliğinin artırılması ve karbon ayak izinin küçültülmesini hedeflendiği sürdürülebilirlik odaklı lojistik yönetimi anlayışına yeşil lojistik denilmektedir.
Yeşil Lojistiğin İlkeleri
Yeşil lojistiğin dört temel ilkesi olduğunu söylemek mümkündür:
Enerji Verimliliği: Lojistikteki taşımacılıkta kullanılan enerji miktarını azaltıp daha az yakıt tüketiminin sağlanmasıdır.
Karbon Ayak İzini Azaltma: Taşımacılıktaki karbon emisyonunu minimuma indirmektir.
Geri Dönüşüm ve Atık Yönetimi: Lojistikte kullanılan materyallerin geri dönüşümünü sağlamaktır.
Teknoloji Kullanımı: Çevre dostu teknolojilerin benimsenip kullanılmasıdır. (güneş enerjisi ve rüzgar enerjisi kullanımı)
Yeşil Lojistiğin Faaliyet Alanları
Yeşil lojistiği yeşil satın alma, yeşil üretim ve yeşil dağıtım başlıkları altında ayrı ayrı incelemek mümkündür:
- Yeşil satın alma: Hammadde seçiminde geri dönüştürülebilir, çevre dostu ve biyolojik olarak parçalanabilir malzemelerin tercih edilmesi ve bu doğrultuda tedarikçi seçimi yeşil satın alma kavramı ile ifade edilmektedir. Firmalar, çevresel atıkları azaltmak için taşımacılık faaliyetinin bütünündeki akış yönetimini kapsayan bu yaklaşıma yönelmiştir.
- Yeşil üretim: Çevresel faktörlerin dikkate alındığı, geri dönüştürme, yeniden üretme ve tekrar kullanma imkânlarına odaklanan üretim süreci yeşil üretim kavramıyla ifade edilmektedir. Amaç; doğaya zarar vermemek, çevreyi korumak, tüketici ihtiyaçlarını karşılamak ve enerji ile doğal kaynakları korumaktır.
- Yeşil dağıtım: Lojistik faaliyetlerde kullanılan araçların salınımları hava kalitesini olumsuz etkilemektedir. Yeşil dağıtım kapsamında; çevre dostu motorlu araçlar, uzun mesafede demiryolu taşımacılığı, kurşunsuz benzin kullanan araçlar ve çevreci egzoz teknolojileri tercih edilmelidir.
Yeşil Lojistiğin Önemi
Yeşil lojistik; yenilenebilir enerji, elektrikli araçlar ve dijital dönüşümle gelecekte daha da önem kazanacaktır. Çevre koruma politikalarının bu süreci zorunlu kılabilmesi mümkündür. İşletmelere sürdürülebilir büyüme ve maliyet tasarrufu sağlamasının yanı sıra yeşil lojistiğin toplumsal refah üzerindeki etkisi de yadsınamayacak bir gerçekliktir. Yeşillenme; çevre ve halk sağlığını koruyarak yaşam kalitesini artırır, yeni istihdam alanları yaratır, doğal kaynakların sürdürülebilir kullanımını sağlar ve toplumsal çevre bilincini güçlendirerek genel refaha katkıda bulunur.
Şirketlerin Yeşil Lojistiği Tercih Etme Sebepleri
Şirketlerin yeşil lojistiğe yönelmelerinin altında yatan tek sebebin çevreyi korumak olmadığı aşikardır. Şirketlerin yeşillenmeyi tercih etme sebepleri, artık bu alanda bir pazar olması ve yeşil stratejilerin şirkete rekabet avantajı sağlamasıdır. Müşterilerin daha yeşil şirketleri tercih ettiği tespitinden sonra harekete geçen şirketler, birbirleriyle bir de bu konuda rekabete etmeye başlamışlardır.
İkinci Bölüm
Türkiye’deki Yeşil Lojistik
Dünya genelindeki yeşillenmenin ardından Türk lojistik firmaları da yeşil lojistiğe yönelmeye başlamıştır. Bu kapsamda Türk lojistik firmaları, maliyetleri azaltmak için atık yönetimi ve enerji verimliliğine odaklanmaktadırlar.[2]
Türk lojistik sektörünün en önemli kurumlarından olan Uluslararası Taşımacılık ve Lojistik Hizmetleri Derneği (UTİKAD), bağımsız belgelendirme ve denetim kurumu Bureau Veritas ile lojistik sektöründeki firmaların sürdürülebilir bir şekilde büyümesine katkı sunmak amacıyla bir program başlatmıştır. Program kapsamında lojistik firmalarının çevresel, sosyal ve finansal sürdürülebilirliğini destekleyen bir sertifika programı uygulanmaktadır. Belge almak isteyen firmalara sürdürülebilirlik gereklilikleri hakkında seminer verilmektedir. Ardından yönetim bağlılığı, çevre, enerji, iş sağlığı ve güvenliği, çalışan hakları gibi kriterler denetlenmekte ve uygun firmalara Sürdürülebilir Lojistik Belgesi verilmektedir.[3]
Türkiye’deki Yeşil Lojistik Uygulama Örnekleri
- DHL Express şirketi: Ayrıntılı karbon raporları hazırlanarak gaz salınımı açısından müşterilerin nerede durdukları gösterilmektedir. Lojistik sektöründe çevreyi en çok karbondioksit gazı salınımlarının etkilemesine rağmen metan ve nitrojen oksit gibi diğer sera gazlarının salınımları hakkında da bilgi verilmektedir
- Arkas Holding: Yeşil konteyner, yeşil bilgi teknolojisi, Arkas Ormanı gibi çeşitli alanlarda çevreci uygulamaları da hayata geçirmiştir.
- Metro Market: Metro Market, yılda 350.000 ton ürün sevkiyatı yaparken, çevre duyarlılığı için ihaleye katılan lojistik firmalarından karbon salımı ölçümleri, araç tipleri ve kombine taşımacılık çözümlerini paylaşmalarını istemektedir. Bu sayede yeşil lojistik kriterlerine uygun faaliyetler yürütmektedir.
- Netlog Lojistik A.Ş.: ATU operasyonları kullanılarak 26 milyon 391 bin 221 kg karbondioksit gazının doğaya yayılmasını engellemiştir.
- Ekol Lojistik: Araçların etkin kullanımında farklı sektörlere özel treylerler tercih edilmiştir. Tekstilde askılı sistem, otomotivde açılır tavanlı ve tenteli treyler ile metal kasalar kullanılmış; konsolidasyon projelerinde ise P&G ve Nike gibi markaların ürünleri ile rakip olmayan ürünler birlikte taşınarak verimlilik sağlanmıştır.
- Paşabahçe: Eski teknoloji olan gazlı tip kurutucular, yüksek enerji ve teknoloji verimliliği sağlayan yeni araçlar değiştirilerek sera gazı üretimi azaltılmış ve böylelikle elektrik tasarrufu da elde edilmiştir.
Dünya’daki Yeşil Lojistik ve Uygulama Örnekleri
Dünya genelinde yeşil lojistik uygulamaları giderek yaygınlaşmakta olup birçok ülkede sürdürülebilir taşımacılığı teşvik eden politikalar geliştirilmektedir.
- Avrupa Birliği, Yeşil Mutabakat kapsamında düşük karbonlu lojistik çözümleri desteklerken, Almanya ve Hollanda gibi ülkeler demiryolu ve denizyolu taşımacılığını artırmakta, şehir içi dağıtımda elektrikli araçları teşvik etmektedir.
- ABD’de büyük firmalar karbon ayak izini azaltmak için hibrit ve elektrikli araçlar ile akıllı rota optimizasyon sistemleri kullanmaktadır.
- Japonya’da lojistikte enerji verimliliği ve atık azaltımı odaklı stratejiler uygulanmaktadır.
- Çin’de kombine taşımacılığı geliştirilerek lojistik kaynaklı emisyonları düşürme hedeflenmektedir.
- Küresel markalar arasında DHL, UPS ve Maersk, sürdürülebilir lojistik için yeşil enerjiye yatırım yapmakta ve karbon nötr taşımacılık modelleri geliştirmektedir.
Sonuç
Yeşil lojistik, günümüzde bir tercih değil, zorunluluktur. Hem dünyada hem de Türkiye’de lojistik sektörünün çevre odaklı dönüşüm süreci hız kazanmış; enerji verimliliği, karbon ayak izinin azaltılması ve çevre dostu teknolojilerin kullanımı temel uygulama alanları haline gelmiştir. Firmalar, yalnızca yasal zorunluluklar nedeniyle değil, aynı zamanda rekabet avantajı, maliyet tasarrufu ve kurumsal itibar için de yeşil lojistik yatırımlarına yönelmektedir. Lojistik hukukunun bu dönüşümü destekleyen düzenlemelerle güçlendirilmesi ise sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmada kilit bir rol oynayacaktır. Gelecekte lojistik sektörünün büyümesi, çevreye duyarlı stratejilerle şekillenmeye devam edecek ve bu yaklaşım hem işletmeler hem de toplum için uzun vadeli kazanımlar yaratacaktır. Lojistik hukuku bağlamında geleceğe bırakabileceğimiz en sürdürülebilir mirasın yeşil lojistiğe yönelmek olduğu açıktır.
Kaynakça:
Akbal, H. (2022). Sürdürülebilir Lojistik Kapsamında Yeşil Lojistik Uygulamaları. Kapadokya Akademik Bakış, 6(1), 15-23.
Jean-Paul Rodrigue vd., Green logistics (the paradoxes of), The Handbook of Logistics and Supply-Chain Management, 2001, p.302.
Karagülle Ali Özgür, “Green Business For Sustainable Development and Competitiveness: An Overview of Turkish Logistics Industry”, Procedia-Social and Behavioral Sciences, No:41, 2012, s. 456.
https://www.utikad.org.tr/Detay/Sektor-Haberleri/12466/utikad-dan-%E2%80%9Csurdurulebilirlojistik%E2%80%9D-icin-onemli-isbirligi, (Erişim Tarihi:10.05.2020).
https://akademicevre.com/yesil-lojistik/
https://lojistikbilimi.com/turkiye-ve-dunyadaki-yesil-lojistik-uygulamalari
[1] Jean-Paul Rodrigue vd., Green logistics (the paradoxes of), The Handbook of Logistics and Supply-Chain Management, 2001, p.302.
[2] Karagülle Ali Özgür, “Green Business For Sustainable Development and Competitiveness: An Overview of Turkish Logistics Industry”, Procedia-Social and Behavioral Sciences, No:41, 2012, s. 456.
[3] https://www.utikad.org.tr/Detay/Sektor-Haberleri/12466/utikad-dan-%E2%80%9Csurdurulebilirlojistik%E2%80%9D-icin-onemli-isbirligi, (Erişim Tarihi:10.05.2020).
Ceren Düven