Evlilik Sözleşmeleri ve Mal Ayrılığı Rejimi: Hukuki Çerçeve ve Yargıtay Kararları Işığında Değerlendirme
Türk Medeni Kanunu’nun 203. maddesi uyarınca, evlilik sözleşmeleri, eşlerin evlilik öncesinde ya da evlilik sonrasında yapabilecekleri sözleşmedir. İlgili kanun maddesi uyarınca, eşler mal rejimlerini belirlemek ve değiştirmekte özgürdürler. Evlilik sözleşmesi, ayırt etme gücüne sahip eşler tarafından evlenmeden önce ya da sonra, notere başvurarak yapılabilir. Bu sözleşme ile eşler, evlilik birliği içinde edinecekleri malları nasıl yöneteceklerini ve olası bir boşanma halinde mallarını nasıl paylaşacaklarını belirlemektedirler.
Evlilik sözleşmesi yapılmadan gerçekleştirilen evlilik birliğinin edinilmiş mal rejimine katılma rejimine tabiidir. Evlilik sözleşmesi, şarta bağlı yapılamamaktadır. Eşler, rızaları dahilinde yaptıkları evlilik sözleşmesini değiştirebilir ya da bu değişimi hakimden talep edebilirler.
Mal ayrılığı sözleşmesinden farklı olarak evlilik sözleşmeleri aile hakiminin onayına tabiidir. Hakim, taraflardan birinin ya da çocuğun menfaatini zedeleyecek bir hükmü kabul etmeyebilir.
Mal Ayrılığı Sözleşmesi (Mal Ayrılığı Rejimi)
Türk Medeni Kanunu, yasal mal rejimini edinilmiş mallara katılma rejimiolarak belirlemekle birlikte, eşlerin kanunda öngörülen diğer rejimlerden birini mal rejimi sözleşmesi ile seçebileceğini ifade etmiştir. Bu kapsamda kanunda belirtilmiş mal ayrılığı sözleşmesi, evlilik sözleşmesiyle seçilebilen özel bir mal rejimidir. Yani mal ayrılığı, evlilik sözleşmesinde tercih edilebilecek rejim seçeneklerinden yalnızca biridir (diğerleri: edinilmiş mallara katılma — yasal rejim — paylaşmalı mal ayrılığı, mal ortaklığı). Bu nedenle “mal ayrılığı sözleşmesi” terimi, yalnızca mal ayrılığı rejimini seçen evlilik sözleşmesi için kullanılmaktadır.[1]
Mal ayrılığı rejiminde eşler, yasal sınırlar içinde kendi malvarlıkları üzerinde yönetim, yararlanma ve tasarruf haklarını korumakla birlikte edinilmiş malların paylaşılmasına ilişkin katılma alacağı gibi kavramlar bu rejimde uygulanmamaktadır.
Mal ayrılığı sözleşmeleri, hakim onayına tabii değildir.
Evlilik Sözleşmesi & Mal Ayrılığı Sözleşmesinin Şartları
- Eşler, sözleşmeyi kendi hür iradeleri ile kabul etmelidirler.
- Eşler, mal varlıkları hakkında doğru bilgi vermelidirler.
- Sözleşme yazılı olarak düzenlenip noter huzurunda imzalanmalıdır.
- Sözleşme, eşler açısından herhangi bir hak kaybına sebep olmayacak şekilde hazırlanmalıdır.
- Sözleşme, yürürlükteki kanun ve düzenlemelere aykırılık teşkil etmemelidir.
Evlilik Sözleşmesine İlişkin Emsal Yargıtay Kararları
Yargıtay Kararı- 2. HD., E. 2023/7502 K. 2024/3219 T. 7.5.2024:
Mutlak butlanla sakat bir evlilikte sağ kalan eşin kötü niyetli olduğu belirlenirse, sağ kalan eş ölen eşin mirasçısı olamayacak, varsa lehine yapılan ölüme bağlı tasarruflarla kendisine sağlanan hakları kaybedecektir (TMK m. 159). Sağ kalan eşin evlilik sözleşmesinin kurulduğu anda iyi niyetli olduğu belirlenirse mirasçılık ve ölüme bağlı tasarruflarla ilgili kendisine tanınan tüm hakları korunacaktır. Burada, evlenme sırasında (evlilik sözleşmesinin kurulduğu anda) iyi niyetin varlığı yeterlidir. Evlilik sözleşmesinin gerçekleşmesinden sonra iyi niyetin devam edip etmediği sonuca etkili değildir.
Yargıtay Kararı- 13. HD., E. 2014/37517 K. 2015/350 T. 15.1.2015:
Karar, tarafların evlilikle aynı tarihte yaptıkları ve bir eşin işten ayrılması halinde diğer eşin aylık 2000 Dolar ödeme taahhüdünü içeren sözleşmenin, klasik mal rejimi sözleşmelerinden farklı olsa da geçerli bir borç ilişkisi doğurabileceğini göstermektedir. Davalının “evlilik birliğinin para şartına bağlanamayacağı” savunmasına rağmen mahkeme, sözleşmenin ahlaka veya TMK’nın emredici hükümlerine açıkça aykırı olmadığı sonucuna varmıştır. Yargıtay da sözleşmeyi tamamen geçersiz saymamış, ancak icra takibinde takip tarihinden sonraki muaccel olmamış alacakların da hükme bağlanmasını usule aykırı bularak kararı bozmuştur. Böylece karar, evlilik sözleşmelerinin sadece mal rejimiyle sınırlı olmayıp taraflar arasında özel mali taahhütler doğurabileceğini, fakat bu taahhütlerin TMK hükümleri ve takip tarihiyle sınırlı şekilde uygulanabileceğini ortaya koymaktadır.
Yargıtay Kararı- 2. HD., E. 2023/4396 K. 2024/5365 T. 4.7.2024:
Bu karar, tarafların yurtdışında noter huzurunda yaptıkları evlilik sözleşmesiyle mal ayrılığı rejimini seçtiklerini ve edinilmiş mallara katılma rejiminden doğan haklardan açıkça feragat ettiklerini ortaya koymaktadır. Davacı kadın, sözleşmenin Türkiye’de geçerli olmadığını, geçerli olsa dahi sözleşmenin imzalanmasına kadar edinilmiş mallar için Türk hukukunda geçerli olan edinilmiş mallara katılma rejiminin uygulanması gerektiğini ileri sürmüşse de mahkemeler sözleşmenin usulüne uygun yapıldığını, Türk kamu düzenine aykırılık teşkil etmediğini ve tarafların iradeleriyle Alman hukukunun uygulanmasını seçtiklerini belirterek davayı reddetmiştir. Yargıtay da bu yaklaşımı onaylayarak, evlilik sözleşmesiyle mal ayrılığı rejiminin Türk hukukunda da geçerli olduğunu, bu sözleşmenin tarafların mal rejiminin tasfiyesi talebine engel teşkil ettiğini kabul etmiştir. Böylece karar, evlilik sözleşmesinin sınırlarını ve mal ayrılığı rejiminin geçerliliğini, uluslararası özel hukuk bağlamında da teyit etmektedir.
KAYNAKÇA
Türk Medeni Kanunu’nda Düzenlenen Mal Rejimleri El Kitabı, Türkiye Barolar Birliği & Hukuk Okur Yazarlığı, Eylül 2019
https://www.ilhanhelvaciturkmedenikanunu.com/turk-medeni-kanunu/turk-medeni-kanunu-madde-202
https://www.ilhanhelvaciturkmedenikanunu.com/turk-medeni-kanunu/turk-medeni-kanunu-madde-203
[1] Türk Medeni Kanunu’nda Düzenlenen Mal Rejimleri El Kitabı, Türkiye Barolar Birliği & Hukuk Okur Yazarlığı, Eylül 2019.